Derufin sıçrayarak uyandı ve bir eliyle kabzasını tutup diğer eliyle kılıcı Ethuil'i çekti hışımla ve olağanca hızıyla karşısındakinin soluk borusuna dayadı. Hızla nefes alıp veriyordu, kalbi göğüs kafesinden fırlayacak gibiydi. Karşısındakinin Esthel olduğunu görünce sakinleşti. Imlardisteydi, güvendeydi. Esthel korkmuş ya da şaşırmış gözükmüyordu, Derufin yine de utançla doldu ve kılıcını kınına geri yerleştirip yanındaki sehpaya bıraktı.
"Lord Glorfindel seni çağırıyor. Hepimizi, bütün müzisyenleri. Çalacak bir şarkımız varmış. Giyin, flütünü al, dışarda bekliyorum."
Kadın sakince ve şefkatle Derufin'in yanağını okşadı ve yavaş adımlarla taş evden dışarıya çıkıp kapıyı kapattı. Derufin şaşkındı. Birkaç aydır, yüreğinde giderek büyüyen bir ağırlık hissediyordu. Üç hafta önce de, görünmez bir gücün onu buraya, Imlardis'e çektiğini fark edince gönlüne kulak verip buraya yol almıştı. Geldiğinde buradaki elflerde de aynı ağırlığı görmüş ve beklemeye koyulmuştu. Şu an uyandırılması bununla mı alakalıydı? Daha güneş doğmamışken şarkı söylemek için çağrılıyor olmasına anlam veremedi, fakat anlam aramadı da. Kaderin ağlarının örüldüğünü hissediyordu. Onun çekimine karşı koymayacaktı. Kalktı ve kadının dediğini yaptı, zırhlarını giydi, savaşa gidiyormuş gibi hazırlanıp flütünü eline alarak Esthel'in yanına doğru yürüdü.
---
"Dün kahverengi büyücü Radagast'tan bir haber aldık. Aklınız bu haberi ne kadar reddetmek istese de, gönlünüzün derinliklerinde bunun doğru olduğunu uzun süredir hissediyorsunuz. Kendi kendimize bile düşünmekten çekindiğimiz o şey, gerçek. Noldor! Radagast'tan gelen haber şu: Dagor Dagorath yaklaşıyor, hazırlanın."Uyandığından beri flütünü üflüyordu Derufin. Ortak lisanda, Noldor'un Yemini anlamına gelen bir şarkıyı çalıp söylüyorlardı. Az sayıdaki elfin yaşadığı vadilerde saatlerdir yankılanıyordu şarkıları. Elflerin ilk uyanışından bugüne kadar olanların anlatıldığı, her çağın yalnız en ustalarının eklemeler yaptığı bir şarkıydı bu. Başka hiçbir lisanda benzeri yazılamayacak şairane sözleri vardı. Elfçenin eski bir lisanı olduğundan, tamamını Derufin de anlayamıyor, fakat şarkının ruhunu iliklerine dek hissediyordu. Son İttifak Savaşından beri duyulmamış bu şarkıyı çalmaya başladıklarında kafasında canlananlar, şu an duyduklarının yanında bir hiçti. Dagor Dagorath geliyordu. Bu Derufin'in tahayyül sınırlarının ötesinde bir mefumdu. Savaşların savaşı, son savaş. Öyleyse bildikleri her şeyin sonu gelmemiş miydi? Noldor'un ebedi düşmanı Morgoth zincirlerinden kurtulacaktı. Bir kez daha, son kez onunla savaşmaları gerekiyordu. İçine bir korku düştü. Fingolfin bile, atının üzerindeyken Orome zannedilip yol verilen Fingolfin bile bu düşman karşısında yenik düşmemiş miydi? Elflerin gücü solup gitmişti, yüce elf beyleri gemilerle Aman'a gitmişler, burada sadece bir avuç elf kalmıştı. En yücelerini bile deviren büyük düşmanla nasıl mücadele edebilirlerdi ki?
"Noldor! Bu haberin size elem getirmesine izin vermeyiniz. Yıllardır neden diğer herkes gibi batıya yelken açmadığınızı düşünüp durdunuz. Elflerin çağının bitişine ve en yücelerimizin dahi sönüşüne şahit oldunuz. Bugün elem günü değil. Hatırlayınız! Feanor'u ve neden en başında Orta Dünya'ya geldiğimizi. Fingolfin'i, Tuor'u, Eärendil'i, Ecthelion'u! Bugün isimlerinizi onların yanına yazdıracağınız gün. Yaşamlarımız bugüne değin bağışlandı. Biz Valar'ın seçilmişleriyiz. Kıyametlerin en büyüğü için seçildik! Noldor bir kez daha parlayacak. Bir kez daha çekeceğiz kılıçlarımızı. Son bir kez. Morgoth'un, ebedi düşmanımızın göğsüne ineceğiz."
Glorfindel önce çıktığında aklını kaplayan elem bulutunun dağılıp gittiğini fark etti Derufin. Elladan ve Elrohirle birlikte kılıçlarını çektiklerinde, kılıcına ilk davrananlardan oldu ve Ethuil'i göğe kaldırdı. Naralarıyla inlettiler Imlardis'i. O sırada kendisinde bir farklılık hissetti Derufin.
"Noldor! Hazırlan, Dagor Dagorath kapımızda!"
Glorfindel'i o an gerçekten olduğu formuyla ilk kez gördü. Kitaplarda gördüğü tasvirlerdeki büyük elf lordlarından biri gibi, parıldıyordu. Ruhani formu fiziksel formunun önüne geçmiş, güneş gibi etrafına ışık saçıyordu. Aynı ışığı az ya da çok etraftaki diğer elflerde de görmeye başladı, ve kendisinde. Noldor'un ışığı geri gelmişti. Solup gittikleri günlerin geride kaldığını fark etti, son bir kez savaşabilmeleri için güçleri onlara iade edilmişti. Valar'ın inayeti gerçekten yanlarındaydı! Bunu fark eden elfler daha da yüksek sesle bağırdılar. Soylarının intikamını alacaklardı. Derufin ömründe ilk kez, kaderinin apaçık bir şekilde önüne serildiğini fark etti. Bunca yıldır süren amaçsız gezişleri, nihayete ermişti. Ömründe ilk defa, huzurlu olduğunu hissetti.
---
Aynı günün akşam saatlerinde Elladan'ın onu çağırdığı haberini aldı. Onun yanına vardığında, Eldorion ve Lhingron'un da orada olduğunu gördü. İkisini de severdi. Ettenavlaklarında yaşayan bir grup goblinin haberi geldiğinde üçü beraber gidip son vermişlerdi goblinlerin yaşamına. Bu sırada tanımıştı onları."Hoşgeldiniz. Derufin'in nicedir bugünü beklediğini zaten biliyorum. Onun payına görevlerden en önemlilerinden birisi düştü. Düşmanın eski üslerinden, bir zamanlar Angmar'ın Cadı Kralına ait olan Carn Dûm'da yeniden toplanacağını düşünüyoruz. Kuzeydeki merkezleri orada olmalı. Onlarla baş edecek ordularımız yok. Derufin'in görevi herkesin boyunu aşacak bir görev. Düşman ne pahasına olursa olsun engellenmeli. Öncelikle gidip şüphelerimizin doğruluğunu teyit etmeli. Düşman oradaysa, büyüklüğünü ölçmeli ve düşmanı daha da güçlenemeden durdurmalı."
Derufin gururla dikildi ve başıyla ona yüklenen bu ağır sorumluluğu onayladı. Payına düşeni yerine getirecekti. Elladan'sa Eldorion ve Lhingron'a döndü.
"Bunu sizden talep etmek için hiçbir hakkım yok. Fakat dileğim sizin de onunla gidip bu görevde ona yardım etmenizdir. Dostunuzla beraber bu tehlikeli ve meşakkatli yolculuğa çıkacak mısınız?"
Onlar da onayladığında Derufin üzerine bir rahatlamanın yayıldığını hissetti. Carn Dûm hakkında yalnızca hikayeler duymuştu. Şimdi oraya gidip, belki de orada ordular varken düşmanı kendi üssünde vurmalı ve onları engellemeliydi. Bu göreve yalnız çıkmayacağı düşüncesi, yanında iki değerli dostunun ona eşlik edecek olması yükünü hafifletmişti.
İşler yalnızca üçünüzün içinden çıkamayacağı hale geldiğinde, yardım istemekten çekinmeyin. Bu topraklarda, Arnor'da ve Mavi Dağlar'da hala şerle savaşabilecek güç mevcut. Dagor Dagorath'ın haberi onlara da ulaşmış olmalı.
Elladan onlara başka öğütler daha verdi, fakat Derufin'in dikkati hayallerinde, Carn Dûm'da savaşan kendi görüntüsündeydi. Elladan gittiğinde Eldorion ve Lhingron'a sarıldı, onlara teşekkür etti. O gün son hazırlıklarını yaptılar, Imlardis'deki dostlarıyla vedalaştı. Bu dönüşü mümkün gözükmeyen bir yolculuk olacaktı. Ertesi günün sabah saatlerinde, atlarını Batı'ya, kaderlerine doğru sürmeye başladılar.